Akbaş Hukuk Bürosu

KUMAR OYNANMASI İÇİN YER VE İMKAN SAĞLAMA (TCK 228)

Türk Ceza Kanunu’nun 228. maddesi, “Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama” başlığı altında, kumar oynanmasına olanak tanıyan kişilere yönelik cezai yaptırımları düzenlemektedir. Bu maddeye göre, kumar oynanması için yer temin eden veya imkân sağlayan kişiler, hapis ve para cezası ile cezalandırılır. Ayrıca, kumar oynanan yerin kapatılması ve suçta kullanılan araçların müsadere edilmesi de öngörülmektedir. Madde, toplumun genel düzenini ve bireylerin ekonomik refahını koruma amacını taşır.

Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama[85]
Madde 228-
(1) Kumar oynanması için yer ve imkan sağlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden aşağı olmamak üzere adlî para cezası ile cezalandırılır.[86]

(2) Çocukların kumar oynaması için yer ve imkan sağlanması halinde, verilecek ceza bir katı oranında artırılır.

(3) (Ek: 15/8/2017-KHK-694/139 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/134 md.) Suçun bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenmesi halinde üç yıldan beş yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

(4) (Ek: 15/8/2017-KHK-694/139 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7078/134 md.) Suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Bu suçtan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

(6) Ceza Kanununun uygulanmasında kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kar ve zararın talihe bağlı olduğu oyunlardır.

Madde metninde kumar oynanması için yer veya başka surette imkan sağlanması, suç olarak tanımlanmıştır.

Bu suça ilişkin düzenlemede, kumarın sosyal bakımdan ortaya koyduğu büyük tehlike ve doğurması olası facialar göz önüne alınmıştır. Söz konusu suçun oluşabilmesi için, aleniyet şartı aranmamıştır. Söz konusu suç, başkalarının kumar oynaması için yer veya başka surette imkan sağlamakla oluşur.

Maddenin ikinci fıkrasında, çocukların kumar oynaması için yer veya başka surette imkan sağlanması, bu suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâli olarak tanımlanmıştır.

Üçüncü fıkraya göre, kumar oynanması için yer veya başka surette imkan sağlanması suçundan dolayı tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Maddenin son fıkrasında kumar tanımlanmıştır. Buna göre bir oyunun kumar sayılması için iki koşul aranacaktır: Birincisi oyunun kazanç kastı ile icra edilmesi, ikincisi ise kâr ve zararın talihe bağlı olmasıdır. Bu tanım karşısında, kazanç kastı olmaksızın, dostlar arasında eğlenmek üzere oyun oynanmasına imkan sağlanması, bu suçu oluşturmaz.

TCK’nın 228. maddesinin birinci fıkrasında kumar oynanması için yer ve imkân sağlayan failin cezalandırılacağı hüküm altına alınmış, altıncı fıkrada ise Ceza Kanunu’nun uygulanması bakımından kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kâr ve zararın talihe bağlı olduğu oyun şeklinde tanımlanmıştır. Bu anlamda kazanç amacı olmaksızın sırf eğlenmek üzere oyun oynanmasına yer ve imkân sağlamak bu suçu oluşturmayacaktır. Yine kâr ve zararın talihe bağlı olması ise kazanç veya kaybın fail tarafından belirlenememesi anlamına gelmektedir. Tamamen veya kısmen oyuncunun maharetine, bilgisine, tecrübesine, ustalığına bağlı oyunlar kumar sayılmamaktadır. Bir kısım oyunlar da ise fail hileli davranışları ile karşı tarafı aldatıp neticeyi lehine çevirdiğinden dolandırıcılık suçundan söz edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan Devlet bazen kanuni düzenlemelerle kazanç amacıyla oynanan ve kazanmanın şans ve talihe bağlı olduğu bir kısım oyunlara izin vermektedir. Bu oyunların oynanmasına kanunla izin verildiğinden bu oyunları oynatmak eylemi de suç olarak kabul edilemez (İsmail Malkoç, Açıklamalı-İçtihatlı 5237 Sayılı Yeni Türk Ceza Kanunu, 2. Cilt, Malkoç Kitapevi, 2007, s. 1695; Osman Yaşar – Hasan Tahsin Gökcan – Mustafa Artuç, Yorumlu – Uygulamalı Türk Ceza Kanunu, 5. Cilt, Adalet Yayınevi, 2. Bası, Ankara, 2014, s. 6847-6849; Sinan Altunç, Özel Ceza Hukuku, 7. Cilt, On İki Levha Yayıncılık, 1. Baskı, 2020, s. 123.).

Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçu birden fazla hareketli bir suçtur. Diğer bir ifade ile bu suçun oluşabilmesi için failin kumar oynanması amacıyla hem yer hem de imkân sağlaması gerekmektedir. Bu anlamda sadece yer veya sadece imkân sağlanması ile suç oluşmaz (İbrahim Şahbaz, Açıklamalı ve İçtihatlı Türk Ceza Kanunu, 3. Cilt, Yetkin Yayınları, Ankara 2020, s. 2955; Sinan Altunç, Özel Ceza Hukuku, 7. Cilt, On İki Levha Yayıncılık, 1. Baskı, 2020, s. 125.). Her ne kadar madde gerekçesi “Madde metninde kumar oynanması için yer veya başka surette imkan sağlanması, suç olarak tanımlanmıştır.” şeklinde açıklanmış ise de 5237 sayılı TCK’nın 2.maddesinde;

“(1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.” şeklinde düzenlenen kanunilik ilkesi gereğince madde metninin kıyasa yol açacak biçimde geniş şekilde yorumlanamayacağı, başka bir anlatımla kıyas ve yorum yoluyla Kanun’da tanımlanan suça unsur eklenip çıkartılamayacağı da gözetildiğinde inceleme konusu suçun unsurları itibarıyla oluşması için failin kumar oynanması için hem yer hem de imkân sağlaması gerekmektedir.

Yer sağlama kumar oynanacak yerin tahsisi, imkân sağlanması ise yer sağlanması dışında kalan ve kumar oynanmasını kolaylaştıran hareketlerdir (İbrahim Şahbaz, Açıklamalı ve İçtihatlı Türk Ceza Kanunu, 3. Cilt, Yetkin Yayınları, Ankara 2020, s. 2953-2954.). Kumar oynanması için sağlanan yerin mutlaka kumarhane olması gerekli değildir. Ev, dernek binası, kulüp binası, vb. yerler de bu kapsamda sayılabilir. Ayrıca bu yerin mutlaka sahibi tarafından sağlanması da gerekli değildir. Bir yeri elinde bulunduran kişinin de suçtan dolayı sorumlu tutulması mümkündür. Bu anlamda, bir depoda geceleri bekçilik yapan veya bir iş yerinin anahtarlarını elinde bulunduran bir kişi, o yeri kumar oynanması için açtığında yer sağlamış sayılır. İmkân sağlama ise, kumar oynamaya elverişli bir ortam sağlamak olarak tanımlanabilir. Bu anlamda oynanmak istenen oyun için gerekli araç gerecin de hazır bulundurulması imkân sağlama olarak anlaşılmalıdır. Örnek olarak poker oynanması için gerekli olan masa, sandalye, oyun kağıtları, vb. araç gerecin temin edilmesi, imkân sağlama olarak kabul edilebilir. Bunun yanı sıra, kumar oynayacak kişilerin ulaşımının sağlanması, kumar oynanacak yerin polis baskınına karşı korunması, oyunun nasıl oynanacağının öğretilmesi, oyunculara borç para verilmesi de imkân sağlama olarak nitelendirilmektedir (Sinan Altunç, Özel Ceza Hukuku, 7. Cilt, On İki Levha Yayıncılık, 1. Baskı, 2020, s. 126.).

Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçunun maddi konusunu “kumar oynanması için sağlanan bina, ev, oda, vs. yerler ile kumara imkân sağlayan oyun kâğıdı, masa, özel yapım makineler gibi her türlü araç” oluşturur. Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçuyla korunan hukuki yarar ise hem toplumdaki sosyal ve ekonomik düzenin hem de genel ahlâkın korunmasıdır. Bu husus Kanun’un gerekçesinde de “Bu suça ilişkin düzenlemede, kumarın sosyal bakımdan ortaya koyduğu büyük tehlike ve doğurması olası facialar göz önüne alınmıştır.” şeklinde ifade edilmiştir.

Diğer taraftan suç tarihi itibarıyla Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun’un 1. maddesi;

“Türk Ceza Kanununun 228 inci maddesinin kapsamı dışında kalsa bile umuma mahsus veya umuma açık yerlerde her ne ad altında olursa olsun kazanç kasdiyle oynanmasa dahi rulet, tilt, langırt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet istiyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makinaları ile benzerlerini bulundurmak veya çalıştırmak veya yurda sokmak yahut imal etmek yasaktır. Bu kanunun uygulanmasında spor kulüpleri, gençlik teşekkülleri ve dernekler umuma açık yer sayılır. Ancak 7470 sayılı T.C. Turizm Bankası Kanununun 18 inci maddesi hükümleri saklıdır.”,

2.maddesi ise; “Bu Kanuna aykırı hareket edenler bir yıldan beş yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiş iken Anayasa Mahkemesinin 23.12.2015 tarihli ve 58-117 sayılı kararı ile; bu Kanun’un 1. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “langırt” ibaresi ve 2. maddesi 1. maddenin birinci fıkrasında yer alan “langırt” ibaresi yönünden iptal edilmiştir. Anılan Kanun’un 1. maddesinin birinci fıkrasında TCK’nın 228. maddesinin kapsamı dışında kalsa bile “umuma mahsus” veya “umuma açık” yerlerde her ne ad altında olursa olsun kazanç kastıyla oynanmasa dahi rulet, tilt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet isteyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makineleri ile benzerlerini bulundurma veya çalıştırma ya da yurda sokma veya imal etmenin yasak olduğu belirtilmiş, aynı Kanun’un 2. maddesinde ise bu Kanun’a aykırı hareket edenlerin bir yıldan beş yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır. 1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun oluşabilmesi için;

1- TCK’nın 228. maddesi kapsamı dışında kalsa bile,

2- Umuma mahsus veya umuma açık yerlerde,

3- Her ne ad altında olursa olsun kazanç kasdıyla oynanmasa dahi,

4- Rulet, tilt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet isteyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makineleri ile benzerlerini,

5- Bulundurmak veya çalıştırmak veya yurda sokmak yahut imal etmek, Gerekmektedir.

1072 sayılı Kanun kapsamında failin cezai sorumluluğunun doğması için bahse konu oyun alet veya makineleri ile kumar oynanması için yer ve imkân sağlanmasına gerek yoktur. Kullanım amaçlarına bakılmaksızın söz konusu oyun alet veya makinelerinin umuma mahsus veya umuma açık yerlerde bulundurulması veya çalıştırılması ya da yurda sokulması veya imal edilmesi bizatihi suç olarak düzenlenmiştir. 1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun maddi konusunu ise “rulet, tilt ve benzeri baht ve talihe bağlı veya maharet isteyen, otomatik, yarı otomatik el veya ayakla kullanılan oyun alet veya makineleri ile benzerleri” oluşturmaktadır.

Anılan Kanun’da düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suç olup buna göre; bahse konu oyun alet veya makinelerini “bulundurmak”, “çalıştırmak”, “yurda sokmak” veya “imal etmek” şeklinde belirlenen seçimlik hareketlerden en az birisinin gerekleştirilmesi gerekmektedir. Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlükte bulundurmak; “Var olmasını, hazır bulunmasını sağlamak.”, çalıştırmak; “Çalışmasını sağlamak, çalışma işini yaptırmak.” (çalışmak ise; “Makine veya aletler işe yarar durumda olmak veya işlemekte bulunmak.”), yurda sokmak; “Yurda, yasak bir malı gizlice getirmek.”, imal etmek; “Ham maddeyi işleyerek bir mal üretmek.” şeklinde tanımlanmıştır. Unsurları arasında neticenin gerçekleşmesi aranmadığından bu suç sırf hareket suçu olarak düzenlenmiştir. Bu anlamda madde metninde seçimlik olarak belirtilen fiillerden birisinin gerçekleştirilmesi anında suç tamamlanmaktadır.

1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunda, toplum için zararlı olarak görülen bazı oyun alet ve makinelerinin tamamıyla yasaklandığı, bu tür makinelerin umuma mahsus veya umuma açık yerlerde bulundurulması veya çalıştırılmasının yanında üretimi veya ithalinin dahi suç olarak tanımlandığı dikkate alındığında bu makinelerin ne denli tehlikeli olarak görüldüğü anlaşılmaktadır. Korunmak istenen hukuki yararın ne olduğu konusunda Cumhuriyet Senatosu Milli Eğitim Komisyonu Raporu’nda ve Kanun’un gerekçesinde; “…Mâlum olduğu üzere yukarıda isimleri ifade olunan baht ve talihe bağlı oyun alet ve makinalarının bir salgın halinde gençlik arasında yayıldığı, gerek yetişme çağındaki gençlerimizde ve gerekse yetişmiş gençlerimizde kötü alışkanlıklara sebeb olduğu ve bunun da cemiyetimizin bünyesinde derin yaralar açacağı bir gerçektir

Söz konusu oyun âlet ve makinalarının büyük kısmının yurt dışından ithal edilmesi de, zaruri maddeler için muhtaç bulunduğumuz dövizin kötü maksatlar uğruna harcanmasına sebebiyet vermektedir…” şeklinde ifadelere yer verilmiş olup bu açıklamalara göre anılan suçla korunan hukuki yararın; gençlerin şans oyunları gibi kötü alışkanlık edinmelerini engellemek ve milli ekonomiyi korumak olduğu anlaşılmaktadır.

1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun kanunî tanımında yer alan alet veya makineleri bulundurma, çalıştırma, yurda sokma veya imal etme fiilleri ile TCK’nın 228. maddesi kapsamında kumar oynanması için yer ve imkân sağlama fiilleri birbirinden bağımsız ve ayrı fiillerdir. Hatta 1072 sayılı Kanun’un 1. maddesindeki fiiller çoğunlukla, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçunun hazırlık hareketleri niteliğindedir. Ancak bu hazırlık hareketi niteliğindeki fiiller, 1072 sayılı Kanun’un 1. maddesinde sayılarak yasaklanmış, aynı Kanun’un 2. maddesinde ise bu yasağa aykırı hareketler suç olarak düzenlenmiştir. Sonuç olarak, 1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçu ile kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçu birbirinden bağımsız suçlardır (Beşir Babayiğit, Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkân Sağlama Suçu (TCK m. 228), Yüksek Lisans Tezi, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2018, s.165).

KUMAR OYNANMASI İÇİN YER VE İMKAN SAĞLAMA SUÇU EMSAL YARGITAY KARARLARI

Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama Suçu – Ceza Genel Kurulu 2021/28 E. , 2022/15 K.

“İnceleme dışı sanık …’ün işlettiği tombala makinesiyle kumar oynanan umuma açık yerde, inceleme dışı sanık …’ın tombala makinesi ile çekiliş yaptığı, inceleme dışı sanık …’ın tombala kartı dağıtarak garsonluk yaptığı, sanık …’in ise gözcülük yaptığı anlaşılan olayda;

Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama niteliğinde olmayan ve umuma mahsus veya umuma açık yerlerde her ne ad altında olursa olsun kazanç sağlamak amacı taşımayan fiillerin dahi 1072 sayılı Kanun’un 1. maddesi kapsamında olan “oyun alet veya makineleri ile benzerlerinin bulundurulması veya çalıştırılması ya da yurda sokulması veya imal edilmesi” hâlinde 1072 sayılı Kanun’a muhalefet suçunun oluşacağı hususu göz önüne alındığında; sanık …‘in eyleminin “bulundurmak”, “yurda sokmak” ve “imal etmek” şeklindeki anılan suçun seçimlik hareketlerinden birisine girmediği kabul edilmekle birlikte, “çalıştırmak” seçimlik hareketi bakımından sanığın eylemi değerlendirildiğinde; tombala makinesini çalıştırmaktan, “tombala makinesini işe yarar duruma getirmek” şeklindeki sözlük anlamı değil, tombala makinesinin bir bütün hâlinde işletilmesinin anlaşılması gerektiği, bu yönüyle tombala makinesiyle kumar oynanan umuma açık yerde günlük yevmiye karşılığı gözcülük yapan ve suça konu tombala makinesi üzerinde inceleme dışı sanık … ile birlikte ortak hâkimiyeti bulunmayan sanığın, suç yerini işleten inceleme dışı sanık …’ün talimatı üzerine gözcülük yapması şeklindeki eyleminin “çalıştırmak” seçimlik hareketine de girmediği, tombala makinesini bulunduran ve çalıştıran şahsın bu makinenin maliki olan ve iş yerini işleten inceleme dışı sanık … olduğu anlaşıldığından, tombala makinesiyle kumar oynanan yerde gözcülük yapan ve kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçundan Yerel Mahkemece hakkında mahkûmiyet kararı verilen sanık …‘in eyleminin 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun’a muhalefet suçunu oluşturmadığı kabul edilmelidir. Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün sanığın eyleminin 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun’a muhalefet suçunu oluşturmadığının gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.”

Yargıtay 2. Ceza Dairesi. 2011/35724 E., 2013/23227 K.

“- Kumar oynatmaya mahsus alet ve edavatı bulundurarak yer ve imkan sağlayarak kumar oynattığı hususunda sanığın açık ikrarının olması karşısında hapis ve adli para cezası yaptırımlarının her ikisinin de birlikte öngörüldüğü gözetilmelidir. Kumar oynaması için yer ve imkan sağlama suçu için 5237 sayılı TCK’nın 228/1. Maddesinde hapis ve adli para cezası yaptırımlarının birlikte uygulanması gözetilmeden, sanık hakkında temel ceza belirlenirken sadece hapis cezasına hükmedilmiş olmasın karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.”

Yargıtay 7. Ceza Dairesi. 2011/3677 E., 2013/3913 K.

“İş Yeri içinde yapılan uygulama ve kontrolde 125 adet tombala kartı, 3000 adet pulun tuvaletlerden açılan gizli bölmede bulunduğu, ancak tombala makinasının bulunamadığı iş yerinin büyük ve dağınık olması nedeniyle tombala makinasının ele geçirilememesi hali. Sanık müdafiinin 5237 sayılı TCK’ nın 228/1. Maddesinde düzenlenen kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçunda kurulan hükme yönelik temyizin incelemesinde; duruşmadaki savunmalarında lehe hükümlerin uygulanmasını isteyen sanık müdafinin bu talebinin, TCK ‘nın 50. Maddesinin uygulanmasını da kapsadığını da nazara alınıp, sanık müdafinin bu talebiyle ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi… BOZULMASINA, 2) Sanık müdafinin 1072 sayılı yasaya muhalefet suçunda kurulan hükme yönelik temyizinin incelenmesinde; sanığa ait iş yerinde yapılan aramada 1072 sayılı yasa kapsamında oyun aleti veya makine ele geçirilemeyeceği cihetle, suçun oluşmayacağı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde karar verilmesi, nedeniyle bozulmasına, 20.02.2013 günü karar verildi. “

Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2017/24674 E. , 2020/9908 K.

“Gereği görüşülüp düşünüldü:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası”nın 20. ve 22. maddelerinde, kişilerin özel yaşamlarının ve haberleşmenin gizliliği ilkeleri güvence altına alınmış, 38/6. maddesinde kanuna aykırı olarak elde edilen bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği ifade edilmiş, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu”nun 119/1. maddesinde Hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının, Cumhuriyet Savcısına ulaşılamayan hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlilerinin arama yapabileceği ancak; konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama hakim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının yazılı emri ile arama yapmanın mümkün olacağı düzenlenmiştir. Aynı Yasanın 206/2-a ve 217/2. maddelerinde de yasa ve hukuka aykırı delillerin hükme esas alınamayacağı öngörülmüştür.
Somut olayda; olay günü ihbar üzerine bahsi geçen adreste kumar oynandığı değerlendirmesi yapan kolluk görevlilerinin, bahse konu adresin zemin katında bulunan, kapısı kilitli ve umuma açık olmayan yere, kilitli kapının açılması sonrasında dışarıya bir şahsın çıkması üzerine girdikleri anlaşılmakla, yetkili merciilerce usülüne uygun alınan bir arama kararı bulunmadan kolluk görevlilerince hukuka aykırı olarak ele geçen deliller dışında sanığın atılı suçu işlediğine dair hukuka uygun olarak elde edilmiş, mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil elde edilemediğinden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
şeklindedir.