Türk Ceza Kanununun, suçların tanım, nitelik, şekil ve türlerinin belirlendiği ve her suç için öngörülen ceza(ların) miktar ve türlerinin hükme bağlandığı ikinci kitabının, dördüncü kısmı olan “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler”in, üçüncü bölümünde; “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” düzenlenmiştir.
Üç madde (299-301)‘den oluşan bu bölümde, sırasıyla; Cumhurbaşkanına Hakaret, Devletin Egemenlik Alametlerini Aşağılama ile Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum Ve Organlarını Aşağılama suçları düzenlenmiş ve karşılığında öngörülen cezai yaptırımlar belirlenmiştir. Halihazırda bir önceki yazımızda Cumhurbaşkanına Hakaret suçuna zaten değinmiştik. Bu yazımızda ise Türk Ceza Kanununun 300 ve 311. Maddelerine değineceğiz
1-)DEVLETİN EGEMENLİK ALAMETLERİNİ AŞAĞILAMA SUÇU
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama suçu, 5237 sayılı TCK’nın 300. maddesinde “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama
Madde 300- (1) Türk Bayrağını yırtarak, yakarak veya sair surette ve alenen aşağılayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu hüküm, Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak özelliklerini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alameti olarak kullanılan her türlü işaret hakkında uygulanır.
(2) İstiklal Marşını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
Devletin Egemenlik Alametlerini Aşağılama Suçunun Unsurları:
Madde gerekçesine göre; madde metninde, Türk Bayrağını alenen tahkir fiili cezalandırılmaktadır.
Suçun konusu Türk Bayrağıdır. Türk Bayrağından maksat, Anayasanın 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında belirtildiği üzere “şekli kanununda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır”. Ancak, Türk Bayrağının yanı sıra, Anayasa’da belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak özelliklerini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin egemenlik alameti olarak kullanılan her türlü işaretin de bu suçun konusunu oluşturacağı kabul edilmiştir.
Suçun maddî unsuru, bayrağın aşağılanmasıdır. Bu aşağılama çeşitli suretlerde gerçekleştirilebilir. Madde metninde yer verilen “yırtarak”, “yakarak” kelimeleri, tahkirin gerçekleştiriliş suretleri ile ilgili örnekleri oluşturmaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında, millî hâkimiyet alameti olan İstiklal Marşının alenen aşağılanması, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, bu suçların Türk vatandaşı tarafından yabancı bir ülkede işlenmesi ağırlaştırıcı neden olarak kabul edilmiştir.
Devletin Egemenlik Alametlerini Aşağılama Suçu Yargıtay Kararları:
Türkiye Cumhuriyeti Bayrağını Yakma Suçu – Yargıtay 9. Ceza Dairesi- Karar: 2010/2487
“Babası ile aralarında sorun olan ve bu durumu mahkemelere yansıyan sanığın, olay gecesi cezaevine girmek amacıyla lisesinin bahçesindeki bayrak direğinde asılı bulunan bayrağın iplerini kopararak bayrağı gönderden indirmesi, daha sonra bayrağı binanın arkasında bulunan çamların arasına götürmesi ve üzerinde taşıdığı çakmakla tutuşturması, yoldan geçen bir vatandaşın müdahalesi üzerine ayakları ile basarak söndürmesi şeklinde gelişen olayda sanığın Türk Bayrağını alenen aşağılama kastıyla hareket ettiği gözetilmeden mahkumiyeti yerine yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi, bozma nedenidir”
Bayrağa Sövme Suçunda Aleniyet – Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar: 2017/1151
“Sanık … hakkında Devletin egemenlik alametlerini alenen aşağılama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın, mağdur …‘ün evinde 24.01.2008 tarihinde yemek yediği ve alkol aldığı esnada Türk bayrağına sinkaflı şekilde hakaret etmesi eyleminde aleniyet unsurunun gerçekleşmediği gözetilmeden unsurları itibariyle oluşmayan müsnet suçtan beraati yerine yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi, bozma nedenidir”
Halat Üzerinde Türk Bayrağı Bulundurmak – Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/4742 E. , 2021/10867 K
“Olay tarihinde Mustafa İlhan’ın kullanmış olduğu ve sanığın da içinde bulunduğu kamyonet ile balık kasası yüklü halde yolda seyrederken, balık kasalarının bağlandığı halatın ucunda Türk Bayrağının bulunduğunun belirlenmesinden ibaret eylemde, sanığın Devletin egemenlik alametlerini aşağılama suç işleme kastı ile hareket ettiğine dair savunmanın aksine delil elde edilemediği hususu da gözetilerek müsnet suçtan beraati yerine “hayatın olağan akışına ters olduğundan” biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi, bozma nedenidir”
“Bayrağı İndireceğim” Demek Suça Vücut Vermez – Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/5464 E. , 2021/11379 K.
“Sanığın olay tarihinde …Tugay Komutanlığında 3. Tabur 12. Bölükte Hava Er olarak askerlik görevini ifa ettiği, 21.11.2013 tarihinde sanığın…Sitesinde bulunan Türk bayrağını göstererek “bu bayrağı indirip, yerine başka bir bayrak takacağım” şeklinde sözler söylediği, şeklinde gelişen olayda TCK’nın 300. maddesinde düzenlenen devletin egemenlik alametlerini aşağılama suçunun unsurları oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi bozma nedenidir “
2-) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçu
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçu, 5237 sayılı TCK’nın 301. maddesinde “Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” bölümünde şu şekilde düzenlenmiştir:
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama
Madde 301- (1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
(4) Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçunun Unsurları:
Madde gerekçesine göre; maddenin birinci fıkrasında, Türklüğü, Cumhuriyeti veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılamak, suç olarak tanımlanmıştır.
Maddede geçen Türklük deyiminden maksat, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar Türklere has müşterek kültürün ortaya çıkardığı ortak varlık anlaşılır. Bu varlık Türk Milleti kavramından geniştir ve Türkiye dışında yaşayan ve aynı kültürün iştirakçileri olan toplumları da kapsar. Cumhuriyet deyiminden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti anlaşılmalıdır.
Suçun maddî unsuru aşağılamaktır. Bu aşağılamanın alenen gerçekleşmesi gerekir. Aşağılamak, suçun konusunu oluşturan değerlere duyulan saygınlığı azaltmaya yönelik davranışlardan ibarettir.
Maddenin ikinci fıkrasında, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, askerî veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamak, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Bu hüküm karşısında, örneğin iktidarın tahkir ve tezyifi hâlinde fiilin Hükûmete yönelik bulunduğu hususunda duraksanmayacak işaret ve alâmetler varsa, fiilin Hükûmete yönelik olduğu kabul edilecektir.
Üçüncü fıkrada bu suçun konusu, işlendiği yer ve faili bakımından daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli hâli kabul edilmiştir. Buna göre, Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, ceza artırılacaktır.
Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin Kurum ve Organlarını Aşağılama Suçu Yargıtay Kararları
TCK 301. Maddesinde Soruşturma İzni Şartı – Yargıtay 4. Ceza Dairesi – Karar: 2011/22906
“5237 sayılı T.C.Y.’nın 5759 sayılı Yasa ile değişik 301/4 maddesi uyarınca devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçunu işleyen kişi hakkında Cumhuriyet savcısının re’sen soruşturma yapma yetkisi bulunmamaktadır. Belirtilen yasa hükmüne göre, soruşturmanın başlaması Adalet Bakanının izin vermesi koşuluna bağlıdır. Yetkili merci izin vermedikçe soruşturma aşamasına geçilemeyeceğinden şüpheli kişi veya kişiler hakkında Cumhuriyet Savcılığınca kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi de olanaklı olmayacaktır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı ancak 5237 sayılı T.C.Y.’nın 5759 sayılı Yasa ile değişik 301/4 maddesi uyarınca Adalet Bakanı tarafından soruşturma izni verildikten sonra yapılacak soruşturma sonunda verilebilecektir. İncelenen dosyada Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılama suçundan şüpheliler A.S. ve M.K. hakkında Adalet Bakanından izin almadan suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın hukuken geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda merciin incelenebilecek nitelikte hukuken geçerli bir kovuşturmaya yer olmadığına dair karar bulunmadığından “karar vermeye yer olmadığına” karar vermesi gerekirken itirazın kabulü yönündeki kararının hukuka uygun olmadığı görülmektedir.”
Sövme İçeren Sözlerin Kamu Görevlilerini Hedef Alması ve TCK 301 – Yargıtay 18. Ceza Dairesi – Karar : 2016/15965
“Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2008/4-170 esas ve 2008/220 karar sayılı içtihadında; “ “ben böyle devletin, böyle emniyetin, böyle adaletin a…..a koyarım” sözlerine gelince; burada kastedilen ve kendisinden rahatsızlık duyulan, kurum olarak “devletin”, “emniyet teşkilatının” veya “adalet teşkilatının” bizatihi kendisi değil, mağdur polis memurları tarafından kamu görevlisi sıfatıyla ifa edilmeye çalışılan kamu görevidir, bu anlamda sinkaflı sözler de sonuç olarak “devlete, emniyet teşkilatına veya adalet teşkilatına” yönelik olarak değil, o sırada muhatap durumda olan mağdur polis memurlarına yönelik olarak söylenmiştir, başka bir açıdan bakıldığında da; ortalık yerde açıklanan şekilde icra edilen sövme fiili, mevcut pozisyon itibarıyla o sırada devlet otoritesini hakim kılmaya çalışan mağdur polis memurlarını vatandaş karşısında incitecek, küçük düşürecek ve mağdurların bu sözlerden alınmalarını gerektirecek niteliktedir. Başka bir deyişle, hakaret içeren sözler “devletin”, “adalet teşkilatının” veya “emniyet teşkilatının” bütününü kapsar bir ifade ile dile getirilmediği gibi, bu kasıtla söylendiğine ilişkin bir delil de bulunmadığından 5237 sayılı TCY.nın 301. maddesindeki suçun unsurları oluşmamıştır.” şeklinde karar verilmiştir.
İncelenen somut olayda; olay günü sanığın, mağdur kaymakam ‘ndan yardım talebinde bulunduğu, mağdur tarafından sanığa yazılı dilekçe ile başvurması gerektiğinin bildirildiği, bu esnada sanığın mağdura “lanetli devlet bana yardım etmiyor” şeklinde sözler söylediği anlaşılmıştır.
Bu suretle; hakaret içeren sözler “devletin”, “adalet teşkilatının” veya “emniyet teşkilatının” bütününü kapsar bir ifade ile dile getirilmediği gibi, bu kasıtla söylendiğine ilişkin bir delil de bulunmadığından 5237 sayılı TCY.nın 301. maddesindeki suçun unsurları oluşmamı”
Hükümeti Aşağılama Suçu ve TCK 301 – Yargıtay 16. Ceza Dairesi – Karar: 2019/4667
“Demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden birini ve toplumun ilerlemesi ve bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini teşkil eden ifade hürriyeti sadece kabul gören veya zararsız veya kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için değil aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar içinde geçerlidir. Bunlar demokratik bir toplumun olmazsa olmaz tolerans ve hoşgörüsünün gerekleridir. (Tezcan, Erdem Sancaktar, Türkiyenin İnsan Hakları sorunu 2. baskı s. 462)
Ne varki; iftira, küfür, onur, şeref ve saygınlığı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savaş kışkırtıcılığı, hukuk düzeni cebir yoluyla değiştirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düşmanlık ve şiddet yaratmaya yönelik bulunan ifadeler ise düşünce özgürlüğü bağlamında hukuki koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle ceza yaptırımlarına bağlanmaktadır.
Somut olayda sanığın facebook isimli sosyal paylaşım sitesinden kendi beyanı ile paylaştığını kabul ettiği sözlerin içeriği nazara alındığında özellikle paylaşımın yapıldığı tarihteki hükümeti aşağılayıcı ve küçük düşürücü sözlerin yer aldığı, sanığın bu paylaşımlarda özellikle Devletin emniyet güçlerini de hedef alır şekilde aşağılayıcı beyanlarının bulunduğu mevcut hükümeti “Ülkenin ırzına geçmekle” itham ettiği, buna benzer çok sayıda, aşağılayıcı ifadenin paylaşımlarda yer aldığı, paylaşımların genel kapsamı ve paylaşım zamanı nazara alındığında düşünceyi açıklama ve anlatma özgürlüğüyle ilgisinin bulunmadığı, paylaşımların içeriği itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Hükümetinin şeref ve saygınlığını zedeleyici niteliğinin bulunduğu bu anlamda bu ifadelerin düşünce özgürlüğü bağlamında hukuki koruma görmesinin mümkün değildir”
Emniyet Teşkilatını Alenen Aşağılama – Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/19494 E. , 2021/653 K.
“Sanığın facebook üzerinden yaptığı paylaşımların bir bütün olarak, belli bir polise ya da bir polis grubuna yönelik olmadığı, olaylara müdahale eden emniyet teşkilatına yönelik olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin TCK.nın 301/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan “emniyet teşkilatını alenen aşağılama” suçu kapsamında ele alınması gerektiği ve bu suçtan soruşturma yapılmasının aynı maddenin 4. fıkrasına göre “Adalet Bakanlığı’nın iznine bağlı” olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, bozma nedenidir” şeklindedir